Patatesleri kabuğuyla ve üzerini 1-2 parmak geçecek kadar soğuk suya koyarak kaynatıyoruz. 30-40 dakika sonra patateslere bıçak batırıp kontrol ediyoruz. Bıçak patatese rahatlıkla girip çıkabiliyorsa olmuş demektir. Hafif bir sertlik hissederseniz biraz daha kaynatmaya devam etmek gerekir. Gerekirse kaynamış su ilavesi yapılır.
Zaman varsa patatesler suyun içinde ılınmaya bırakılır. Zaman yoksa kaynar su süzülüp tencerenin ağzı açık bırakılarak ılınması beklenir. Elimizin dayanabileceği en sıcak hale gelince işleme başlıyoruz.
Sonrasında patatesleri soyup 3-4 parçaya bölerek büyükçe bir cam kaba alıyoruz. Hepsini hazırlayınca patates ezeceği ile püre haline getiriyoruz. İçinde hiç pütür kalmasın. Tuzunu ve tereyağını ekleyerek ezmeye devam ediyoruz. Ardından
kremanın az bir kısmını ekleyip karıştırıyoruz ki patates soğumasın . Hala sıcakken rendelenmiş kaşar peynirini ekleyip güzelce karıştırıyoruz. Sonrasında kalan kremayı ekleyip birbirine iyice bütünleşene dek karıştırıyoruz ya da kremayı ocakta ısıtarak patatese ekleyebiliriz böylece patates soğumaz kaşarı rahatlıkla ekleriz. Muskatı minik sarımsak rendesiyle 5-6 kere rendeye sürtmek yeterli olur. Aroması yüksek bir baharat. Beyaz biberi yoksa karabiberi ekleyip iyice karıştırıp püreyi tamamlıyoruz. Baharatları başta eklemiyorum zaman kaybı olup püre soğumasın diye. Siz nasıl isterseniz öyle yaparsınız. Püreyi mümkün olduğunca servise yakın hazırlayıp ılık ılık servis ediyoruz.
Birkaç saat hatta ben geceden kuru üzümleri suya koydum.
Narı da geceden ayıkladım.
Maydanozu ince ince kıydım.
Tavuklar içine sevdiğiniz aromatikler eklenerek haşlanır, el dayanacak sıcaklığa gelince ufak ufak didiklenir. Tavuk haşlarken aromatik olarak defne yaprağı, adaçayı yaprağı, soğan, sarımsak, biberiye, havuç bunlardan istediğiniz çeşitleri kullanabilirsiniz. Pilavda ve lavaş cipsinde yeterince baharat kullandığım için tavuğu bu kez sade olarak haşladım. Didiklediğim tavukları 1 tepeleme tatlı kaşığı tereyağı ve 1 yemek kaşığı sıvıyağ ile soteledim indirmeden hemen önce kajun baharatı, karabiber ve kırmızı toz biber ekleyip şöyle bir karıştırdıktan sonra ocaktan aldım.
Tavuğun suyunu süzgüden geçirip kenara aldım.
Lavaşları yakınımızda ekmek çeşitleri yapan bir fırından aldım. Günlük olarak üretildiği için tercih sebebim oluyor. Marketteki poşetli satılanların raf ömrü uzun olduğu için katkı maddesi korkusuyla böyle yaptım tercih sizin. Fırından aldıklarımızın kenarları biraz kalın olduğundan bu kısımları çıkarıp cips için kullanmadım öylece tükettik. Biz yine yemeğimize dönelim. Lavaşları önce iki parmak kalınlığında şeritlere böldüm. Ardından üçgen halinde dilimledim. Fırın tepsisine pişirme kâğıdı serip dilimlediğim lavaşları serdim. Üzerine zeytinyağı, tuz, karabiber, zerdeçal, karabiber, kırmızı toz biber, pul biber, kuru nane, kekik ekleyip güzelce harmanladım. 180 derece fırında ara ara karıştırarak çıtır çıtır olana kadar pişirdim. Soğuduktan sonra kapaklı bir kaba alırsanız günlerce çıtırlığını koruyor.
Buzluktaki haşlanmış nohuttan 1 çay bardağı kadar ayırıp hafif buzu çözüldükten sonra azıcık tereyağıyla kısa bir süre kavurup az bir toz biber ekleyip baharatlandırdım.
Safranı 1 su bardağı ılık sıcak arası suya koyup bekletiyoruz. Kuş üzümünü de ılık suda şişmeye bırakıyoruz.Bir yandan da pirinci yıkayıp sıcak suda bir süre beklettip süzdükten sonra 3-4 yemek kaşığı sıvıyağ ile şeffaflaşıncaya kadar kavurup üzerine safranlı suyu, 1 bardak safranlı suyu ve 1 bardak içme suyu koydum. Bizimkiler tavuk suyunu çok koyunca sevmedikleri için böyle yaptım. Sizler seviyorsanız tavuk suyunu 2 su bardağı ekleyip içme suyu kullanmazsınız. Pilavın suyunu ayarlayınca kuş üzümünü süzerek pilava ekledim. Küçük bir kâsede sakızı şekerle döverek pilava ekledim. Sevmiyorsanız sakız eklemeseniz de olur. Kızım sevdiği için kullandım. Tuzunu da ekleyip pişmesi için kısık ateşe alıp tencerenin kapağını kapatıp pilavı ağır ağır pişirdim.
Kuru üzümler suda şiştikten sonra çok az tereyağı ile şöyle kısa bir süre kavuruyoruz ki üzerine su tadı kalmasın.
Üzümleri alıp aynı tavayı kağıt havlu ile silip çerezleri kavurdum.
Çiğ bademleri su ekleyerek haşlayıp ılındıktan sonra kabuklarını soymak gerekiyor. Ben bu işlemi önceden yapıp buzluğa atmıştım. Bir kısmını çıkarıp buzu hafif çözülene kadar bekletip kullandım. 1 tepeleme tereyağı ve 1 yemek kaşığı sıvıyağ ile bademleri kavurdum. Bademleri yağdan süzerek aldım. Aynı yağ ile dolmalık fıstıkları kavurdum. Ocağı söndürdükten sonra bademleri tekrar fıstıkların içine ekleyip hemen soyusun diye ıslak bezin üzerine koydum. Tavadaki ısı devam ederse çerezler yanabilir.
Yoğurt sosu hazırlamak için kese yoğurdunu aldığım kaba ev yoğurdunun sulu kısımlarından ekleyip kese yoğurdunu incelttim. Krema kıvamına gelmeli. İçine ezilmiş sarımsağı, tahini, limon suyunu ve tuzu ekleyip güzelce çırptım.
Son olarak 2 yemek kaşığı tereyağını tavada yakıp çok az kırmızı toz biber ekleyip kızdırıyoruz. Evde acı olan toz biber olduğu için her bir malzemeye de eklediğimden yağa fazla koyup yemeğimizin iyice acı olmasını istemedim. Biraz daha renkli olsa daha iyi olurdu elbet.
Artık sunuma geçebiliriz. Servis tabağının altına yeterince lavaş cipslerinden koydum. Sırasıyla demini almış pilavdan, tavuktan, nohuttan, çerezden, kuru üzümden, maydanoz, nar, kırıklanmış cips ekledim. Sonrasında hazırladığım yoğurt sos ve kızdırılmış yağ döktüm. Aslında kırıklanmış cipsleri sadece yoğurt sosun üzerine süsleme olarak ekleyecektim ama sıralamayı karıştırmışım ara kata da koymuşum. Daha hoş bir görüntü için en üste azıcık maydanoz da eklenebilirdi.
Eveeeeeeeet işlem tamam. Biraz oyalayıcı gibi görünse de cipsi 2-3 gün önceden yaparsanız. Tavuğu bir gün önceden yaparsanız hatta önce hazırlanıp buzlukta olsa da olur. Sarımsağı eklemeden yoğurt sosu da bir gece önceden yaparsanız. Servis edeceğiniz gün pilavı yapıp. Aynı tavada ardı ardına kavurma işlemlerini tamamladığınızda oldu bitti. Gözünüzde büyütmeyin.
Tavanın dibinde 1 parmak yüksekliğinde olacak kadar sıvıyağ
Yapılışı
Pirinci küçük bir tencereye alıp üzerine 1 buçuk çay bardağı su ekliyoruz. Yapışmasın diye arzu ederseniz azıcık yağ ekleyebilirsiniz. Pilav gibi pişirip soğuması için kenara alıyoruz.
Kıymanın yarısına yakın kısmını sıvıyağ ve tereyağı karışımı ile kavuruyoruz. Kıymanın rengi dönünce yemeklik doğranmış soğanı ekliyoruz. Soğanlar şeffaflaşıncaya dek kavurup tuz ve baharatları ekleyip güzelce karıştırıp ocaktan alıyoruz. Soğuması için bir kenara ayırıyoruz.
Bu arada maydanozu doğrayıp çiğ olan kıymanın üzerine ekliyoruz. Soğuyunca kavurduğumuz kıymalı harcı ve pilavı yoğurma kabına alıyoruz. Baharatları, tuzu ve yumurtanın birini ekleyip güzelce yoğuruyoruz. Üzerini örtüp yarım saat kadar buzdolabına kaldırıyoruz. Kendini toparlamış oluyor bu arada. Dolaptan çıkarıp 10-12 santim uzunluğunda oval şekil verip düz bir tabağa sıralıyoruz. Üzerini örtüp tekrar buzdolabına kaldırıyoruz. Hemen pişireceksek yarım saat bekletiyoruz. Zamanımız varsa 4-5 saat kadar buzdolabında bekletebiliriz.
Yayvan iki tabağın birine galeta ununu koyuyoruz. Diğerine yumurtaları ekleyip çırpıyoruz.
Kızartma yapmak için tavaya en az bir parmak yükseklikte olacak kadar sıvıyağ ekliyoruz. Yağ kızıncaya kadar köftelerimizi hazırlıyoruz. Önce galeta ununa ardından yumurtaya bulayıp kızgın yağa atıyoruz. Ocağımız orta kısık ateşte olmalı çok harlı olursa içi pişmez. Kısık olursa da içine çok yağ çeker.
Kızarttığımız köfterleri altına bir tabak yerleştirdiğimiz süzgüye alıp fazla yağın süzülmesini sağlıyoruz.
Bütün köfteler kızardıktan sonra sıcak ya da soğuk zevke göre servis ediyoruz. Benim tercihim her zaman sıcak sıcak ve yanında püreyle tüketmek olur.
Bu tarifi Refika Birgül’ün programında önerdiği zaman mutlaka yapmalıyım diye düşünmüştüm. İlk yaptığımda evdekiler pek ısınamadı ama ben bayıldım. Sonra sırf kendim için yapıp yine keyifle tükettim. Karpuz, peynir, ekmek mantığı işte
Malzemeler
1,5 Su Bardağı İnce Bulgur
2 Su Bardağı Karpuz Suyu
5-6 Dal Taze Nane
1 Limon Kabuğu Rendesi
100 gr Kadar Küp Kesilmiş Peynir
2-3 Dilim Küp Kesilmiş Karpuz
Arzu edilirse Bal
Üzerini Süslemek İçin
Çiğdem İçi
Çekirdek İçi
File Yeşil Fıstık
Yapılışı
Karpuz dilimlerinin bir kısmını rondodan geçirip süzüyoruz. 2 su bardağı karpuz suyu elde ediyoruz. 1,5 kısırlık bulguru hazırladığımız 2 su bardağı karpuz suyu ile ıslayıp karıştırıyoruz. Kabın kapağını kapatarak buzdolabına kaldırıyoruz. 2-3 saat kadar buzdolabında bekletiyoruz. Amacımız bulgurun karpuz suyunu çekip yumuşamasını sağlamak.
Sonrasında bulgurun tadına bakarak damak tadına göre bal ekleyip karıştırarak tadı ayarlıyoruz. Ben ilk yaptığımda bal kullanmadım. Sonraki yaptığımda karpuzun tadı az gelmişti elimde de hazır limon, taze zencefil ve bal karışımı vardı bu karışımdan 3-4 yemek kaşığı kadar ekledim. Karpuzun tatlılığına ve damak zevkinize göre her yaptığınızda değişiklik gösterecektir.
Karpuz suyuyla şişen bulgurun üzerine limon kabuğu rendesini, doğranmış taze naneyi, minik küpler halinde doğranmış sevdiğimiz bir peyniri (ben küp kesilmiş süzme peynir tercih ettim) ve yine minik küpler halinde kesilmiş karpuzları ekleyip karıştırarak servis ediyoruz.
İkinci yaptığımda servis ederken üzerine çiğdem içi, çekirdek içi ve file yeşil fıstık ekledim. Sizler nasıl severseniz öyle servis edersiniz.
Börülceleri yıkayıp ayıklıyoruz. Kaynayan suya ekleyip zevkimize göre haşlıyoruz. İndirmeden az önce suya tuz ilave edersek tuzunu içine çekiyor ya da süzdükten hemen sonra sıcakken tuzunu eklemek gerekiyor. Soğuduktan sonra tuzu içine pek çekmiyor.
Biberleri de yıkayıp, doğrayıp zeytinyağında hafif renk alana kadar kavuruyoruz. Biberleri tavadan alıyoruz.
Domateslerin kabuklarını soyup doğruyoruz. Biberleri çıkardığımız tavaya domateslerimizi ekleyip üzerine sarımsağın bir kısmını doğrayıp orta kısık ateşte suyunu hafif çekene dek kavuruyoruz.
Artık servis aşamasına geçiyoruz. Servis tabağına önce haşladığımız börülceleri alıyoruz. Üzerine sarımsaklı yoğurdumuzu döküyoruz. Yoğurdun üzerine kavurduğumuz biberleri seriyoruz. Son kat olarak domates sosumuzu döküp ister ılık ister soğuk olarak servis ediyoruz.
Annemizin bu yemeğini bu kez kız kardeşimin evinde pişirip yine severek yedik. Kısmetse bu yazdan tarifler gelmeye devam edecek :)))
Malzemeler
500 gr Bahçe Bamyası
1 Adet Kuru Soğan
3 Adet Domates
4-5 Diş Sarımsak
Yarım Limon
1 Çay Bardağı Zeytinyağı
Tuz
Yapılışı
Bahçe bamyası genellikle 8-10 santim uzunluğunda olan bamyalara deniyor. Zeytinyağlısını pişirmek için bu bamya çeşidini kullanırdı rahmetli annem.
Bamyalarımızı önce güzelce yıkayıp pamuklu bir örtü serip bamyaları üzerine sererek iyice kuruyana dek bekletiyoruz.
Bamyaların koni şeklinde olan baş kısımları incecik soyuyoruz. Büyüklerimizden gördüğüm kadarıyla bamyayı baş kısmı yukarı gelecek şekilde tutup soyarlardı. Ben tam tersi yapıyorum baş aşağı tutup öyle soyuyorum. Böylesi bana daha kolay geliyor.
Bamyalar hazır olunca tencereye yağımızı ve yarımay ya da yemeklik doğradığımız soğanları tencereye alıp orta kısık ateşte kavurmaya bırakıyoruz. Bu arada domateslerimizi soyup 2 tanesini yemeklik doğrayıp birini fırına verirken kullanmak üzere ayırıyoruz.
Soğanlar şeffaflaşınca domates ve sarımsakları tencereye alıyoruz. Hemen üzerine bamya ve limon suyunu koyup bamyaların rengi dönünceye dek kavuruyoruz.
Yaklaşık 1 buçuk bardak kaynar su ve tuzunu ilave edip bir taşım kaynattıktan sonra fırın kabına yemeğimizi alıp kaşığın tersiyle üzerini düzlüyoruz. Ayırdığımız domatesi dilimleyip yemeğimizin üzerine diziyoruz. Elinizde varsa biberi yemeği fırına verdikten 10-15 dakika sonra ekliyoruz. Biber çok çabuk piştiğinden fırında yanıyor. Ben bu kez kullanmadım.
Yemeğimiz suyunu çekip yağına kalana dek yani yaklaşık 30 dakikada pişecektir.
Yemeğimizin ilk sıcağı geçtikten sonra ılık ya da soğuk servis edilir.
Patlıcanları alaca soyup yıkıyoruz. İşaret parmağımızın birinci boğumuna kadar büyüklükte doğruyoruz. Üzerlerine tuz serpip 10 dakika beklettikten sonra yıkayıp süzüyoruz. Gerekirse kâğıt havlu ile de kuruluyoruz. Fırın tepsisine pişirme kâğıdı serip patlıcanları tepsiye alıyoruz üzerine 2 yemek kaşığı sıvıyağ, tuz, karabiber, toz şeker serpip güzelce karıştırıyoruz. Tepsiye bir sıra halinde düzleyip kızgın fırına atıp kızarıncaya kadar pişiriyoruz.
Bu arada soğanı yemeklik doğrayıp 2-3 yemek kaşığı sıvıyağ ile şeffaflaşıncaya kadar orta kısık ateşte kavuruyoruz. Ardından kapya biberi kibrit çöpü gibi doğrayıp soğanlara ekleyerek yumuşayıncaya dek kısık ateşte kavurmaya devam ediyoruz. Fırında kızarttığımız patlıcanları ilave edince şöyle bir karıştırıp yemeklik doğradığımız domates ve doğradığımız sarımsağı ekleyip domatesler yumuşayana kadar pişirmeye devam ediyoruz.
Sosu hazırlarken başka bir tencerede makarnayı pilav gibi pişiriyoruz.
Tencereye tereyağını koyup erimesini bekliyoruz. Üzerine 1 litre kaynar su ve tuz ilave edip bir taşım daha kaynatıyoruz. Makarnayı ekleyip kaynayana dek harlı ateşte tutuyoruz. Kaynayınca ocağı en kısık ayara getirip kapağını kapatıp 10 dakika bekliyoruz. Bu süre sonunda kapağı açıp makarnaları ezip kırmadan karıştırıyoruz. Suyu çekmiş mi diye kontrol ediyoruz. Hala suyu varsa çekmesi için bir süre daha kısık ocakta tutuyoruz. Makarna suyunu çekince ocağı kapatıp 1 su bardağı soğuk su ilave edip karıştırarak kapağı kapalı bir 10 dakika daha bekletiyoruz. Aynı pilav gibi demlenmeye bırakıyoruz.
Bu sürenin sonunda hazırladığımız sosu makarnamıza ekleyip yavaşça karıştırıyoruz. Yemeğimiz artık hazır.
Gelelim sunuma tabağa aldığımız patlıcanlı makarnamızın üzerine ağız tadımıza göre bir çeşit peynir rendeliyoruz. Son olarak doğranmış maydanoz ekleyip servis ediyoruz.
Ben mantarları dik tutarak hızlıca yıkıyorum ardından yine dik şekilde süzgüde sularını salmasını bekleyip sonra kullanıyorum. Arzu ederseniz sizler silerek de kullanabilirsiniz. Mantarları ikiye bölerek ince dilimler halinde doğruyoruz. Tencereye sıvıyağ koyup ısıtıyoruz. Dilimlenmiş mantarları ekleyip suyunu salıp çekene dek soteliyoruz. Mantarlar suyunu çekince mantarları kenara çekip tencerenin dibinin orta kısmında oluşan boşluğa tereyağı ekleyip erimesini bekliyoruz. Unu tereyağının üzerine ekleyip mantarlara karıştırmadan kavuruyoruz. Unun kokusu güzelleşip hafif sararınca 1-2 bardak soğuk su ekleyip unu topaklanmasına fırsat vermeden hızlıca karıştırıyoruz. Artık çorbanın kıvamını ayarlayacak kadar kaynar su ekleyebiliriz. Tuzunu biberini arzu ederseniz zerdeçal ve limon kabuğu rendesi ekleyip tüm malzemenin tadı birbirine geçmesi için birkaç dakika kaynatıp çorbayı tamamlıyoruz.
Ben maydanozun diriliği gitmesin diye servis esnasında ekliyorum arzu ederseniz ocağı kapatınca da çorbaya ekleyebilirsiniz.
Çorbayı servis edeceğiniz zaman gevrekleri ince ince dilimleyip pişirme kağıdının üzerine alıp fırında ısıtıp hafif gevrekleştiriyoruz. En son üzerine toz parmesan ve kavrulmuş susam serpip sıcak fırında bir süre daha tutuyoruz.
Çorbayı tabaklarımıza alınca üzerine bir miktar simit dilimlerinden, bir tutam maydanoz ve toz biber serperek servis ediyoruz.
Önce kuru domatesleri sıcak suda bekleyemeye alıyoruz.
Tavuğu haşlıyoruz. Havuçların birinden 3 parmak kadar kesip ayırıyoruz bu kısmı haşlayıp süsleme için kullanacağız.
Kalan havuçları rendeliyoruz. Tavaya 1 yemek kaşığı sıvıyağ koyuyoruz. Rendelenmiş havuçlar ile ezilmiş sarımsağı soteliyoruz. Cevizleri doğruyoruz. Haşladığımız tavuk ılınınca minik minik didikliyoruz. Baharatlarla karıştırıyoruz. Sonra tavuk, havuç ve cevizi karıştırıp kenara alıyoruz.
Yoğurtlu kremamızı hazırlamak için yoğurt, labne, mayonez ve sarımsağı pürüzsüz hale gelene dek çırpıyoruz.
Çukur bir kâsede sarımsağı bir çimdik tuz ile eziyoruz. Avokadoyu ikiye bölüp çekirdeğini çıkarıyoruz. Bir kaşık yardımıyla kabuklarından sıyırıp kâseye ekliyoruz. Zeytinyağı, karabiber ve limon suyunu ekleyip çatal ile püre haline getiriyoruz. Zeytinleri ve kuru domatesleri dilimliyoruz. Tümünü karıştırıyoruz.
Rus salatası için dondurulmuş garnitürümüzü bir taşım kaynatıyoruz. Süzüp soğuması için bekletiyoruz. Turşuyu minik küpler halinde kesiyoruz. Tuz, karabiber ekleyip hepsini karıştırıp kenara alıyoruz. Salamları da tereyağında çok kısa süre pişirip dilimliyoruz.
Tost ekmeği dilimlerinin kenarlarını incecik kesiyoruz. 3 dilim ekmeği servis tabağına yan yana diziyoruz. Sütü fırça ile dilimlerin üzerine sürüyoruz. Yoğurtlu kremadan incecik sürüyoruz. Tavuklu harcımızdan ekmeklerin üzerine döşüyoruz. Üzerine kaşıkla bastırarak form almasını sağlıyoruz. İkinci kat için ekmeklerin altına süt sürerek tavuklu harcın üzerine diziyoruz. Ekmeklerin üzerine de süt sürüyoruz. Yine yoğurtlu kremadan incecik sürüyoruz. İkinci harç olarak avokadolu harcı yerleştiriyoruz. Yine hafif hafif baskı uyguluyoruz. 3. Kat ekmek dilimlerimizin altına üstüne süt sürüp diziyoruz. Yine yoğurtlu kremadan incecik sürüp rus salatasından ince bir kat sürüp salam dilimlerini koyup üzerine tekrar ince bir kat rus salatası sürüyoruz. Son ekmek katını yine altına üstüne süt sürerek yerleştiriyoruz. Artık tuzlu pastamızı yoğurtlu kremayla kaplayıp tuzlu pastamızı tamamlıyoruz.
Süsleme için ayırdığımız haşlanmış havucumuzun 4 tarafından bıçakla uzunlamasına yiv açıyoruz. İnce ince dilimleyince çiçek şeklinde görüneceklerdir. Bu havuç çiçeklerimizi tuzlu pastamızın üzerine diziyoruz. Çiçeklerin etrafını ve tuzlu pastamızın kenarlarını doğranmış cevizlerle süsleyerek tamamlıyoruz.
Tuzlu pastayı en az 4-5 saat en güzeli bir gece bekletiyoruz. Böylece lezzetler birbirine kaynaşır ve kendini çeker dolayısıyla dilimlemek için hazır hale gelir.
Salatanın üzerine koyacağımız haşlanmış nohut önceden hazırlayıp buzluğunuzda varsa tarifi yapmaya başlarken buzluktan çıkarabilirsiniz ya da akşamdan nohutu ıslatıp ayrı bir yerde haşlayıp hazırlamak gerekir.
Mercimek ve erişte ayrı ayrı üzerlerini geçecek kadar suyla haşlanır. Havuç rendelenip 1-2 kaşık sıvıyağ ile kısa bir süre sotelenir. Turşu, taze soğan, dereotu ve ceviz doğranır. Taze soğanın bir kısmı üzerini süslemek için ayrılır.
Mısır dondurulmuşsa bir taşım kaynatılır.
Erişte ve mercimek büyük bir kâseye alınır. Birbirlerine yapışmasınlar diye tuzunu, baharatlarını, sotelediğimiz havuç, mısır, minik minik doğradığımız turşu konup karıştırılır. Soğuduktan sonra taze soğan, dereotu konup havalandırarak karıştırılır.
Sarımsakları ezip üzerine kese yoğurdu ve normal yoğurdun sulu kısmından koyarak kremamsı görünüm elde edene dek karıştırıyoruz. Üzerine mayonez ekleyip tekrar karıştırıyoruz. Yoğurt sosumuzu da salataya ekleyip tektüre(homojen) olana dek karıştırılarak servis tabağına döşenir.
Sıra geldi üst süslemesini yapmaya tereyağını tavada eritip üzerine haşlanıp süzülmüş nohutlar alınır nemi gidene kadar sotelenir, üzerine doğranmış cevizler eklenir kısa bir süre daha sotelenir son olarak pul biber eklenip şöyle bir karıştırdıktan sonra ocaktan alınır. Nohutlu sos birkaç kez karıştırarak havalandırılır. İlk sıcaklığı geçtikten sonra salatanın üzerine dökülür. Ayırdığımız taze soğanlar da serpilerek salata servis edilir.
