Her yufkayı serip üzerine fırça ile yağ sürdükten sonra ayrı ayrı rulo haline getiriyoruz. Arzu ederseniz yağ sürmeden de rulo yapabilirsiniz. Yağsız rulo yaparsanız yufkanın son kısmına su sürün ki dilimleyince açılmasın. Ruloların hepsi hazır olunca önce ikiye bölüp yanyana getiriyoruz. Ardından iki parmak genişliğinde dilimliyoruz. Sonra her ruloyu dik şekilde (üstten bakınca yufkalar spiral şeklinde görülmeli) boşluk kalmayacak gibi fırın kabına diziyoruz. Fırın kabını küçük tutmakta fayda var.
Hazırladığımız yufkaları 180 derece fırına atıp yufkalar kızarana dek pişiriyoruz.
Yufkalar pişerken kıyma sosunu hazırlıyoruz. Kıymayı tereyağı ile kavuruyoruz. Rengi değişince yemeklik doğranmış soğanı ekleyip kavurmaya devam ediyoruz. Pırasayı dörde bölüp ince ince dilimliyoruz. Hemen tavaya ekliyoruz. Ardından kapya biberi ince ince dilimleyip tavaya ekliyoruz. Hemen ardından yeşil biberi ekliyoruz. Sonrasında rendelediğimiz havucu ekleyip birkaç dakika daha kavurmaya devam ediyoruz. Salçayı ekleyip kokusu çıkınca 1 çay bardağı içme suyu ekleyip bir taşım kaynatıyoruz. Ocaktan almadan tuz, karabiber, pul biber ekliyoruz. Ocağı kapatıp maydanozu ekleyip son kez karıştırıp kenara alıyoruz. Suyu eklememizin sebebi yufkalar biraz çıtır oluyor. Kıymanın lezzetini alan suyu içine çekip yumuşasınlar diye. Elinizde varsa et suyu, kemik suyu ekleyebilirsiniz. Daha da lezzetli olur.
Yufkalar pişince sarımsaklı yoğurdu çırpıp hazır ediyoruz.
Tereyağını pul biberle kızdırarak hazırlığımızı tamamlıyoruz. Burada püf noktası pul biberi eklerken yağın kızgın olmaması baharatlar çok çabuk yanar. Bunun için isterseniz yağları tereyağının kokusu güzelleşinceye kadar kızdırır ocağı kapatıp yağın hafif ılınmasını bekleyip pul biberi ekledikten sonra biberin rengi yağa geçene kadar ocağı terkrar açarsınız. Ya da tereyağının kokusu güzelleşene kadar kızdırıp sıvıyağı sonra ekleyip ısıyı düşürürsünüz ve pul biberi bu sırada beklemeden hemen koyarsınız biber rengini yağa verince de ocağı kapatırsınız. Her iki şekilde de iş bitince tavayı sönse bile hala sıcak olan ocakta bırakmamalıyız biber yanabilir. Önlem almak iyidir.
Geçelim servise kızaran yufkaların üzerine sulandırıp krema haline getirdiğimiz sarımsaklı yoğurdu gezdiriyoruz. Kıymalı sosumuzu kaşık kaşık eşit olacak şekilde tepsiye döşüyoruz. Son olarak kızdırdığımız pul biberli yağı gezdirerek sıcak sıcak servis ediyoruz. Herkes yiyeceği kadarını tabağına alır. Bu arada isteyen ceviz de ekleyebilir.
65-70 gr Bitter Çikolata (Ara Katlara Rendelenecek)
Muhallebi Malzemeleri
1 lt Süt
1-2 Yemek Kaşığı Mısır Nişastası
1 Su Bardağından 3 Parmak Eksik Un
2-3 Yemek Kaşığı Kakao (25 gr)
1 Su Bardağı Şeker (Hafif Tepeli)
1 Yumurtanın Sarısı
1 Yemek Kaşığı Tereyağı
100 ml Krema
Yarım Paket Vanilya
65-70 gr Sütlü Çikolata
Arzu Ederseniz Mat Fıstık (Bebek vardı bu kez kullanmadım)
Süsleme Malzemeleri
Kakaolu Fındık Kreması
Muz
Çilek
Toz Yeşil Fıstık
Yapılışı
Önce çikolatalı muhallebiyi pişirip ılınmaya bırakıyoruz. Tencereye 1 litre sütü koyuyoruz. 1 su bardağının içine 1-2 yemek kaşığı mısır nişastası ve kakaoyu koyup üzerini hafif tepeli olacak şekilde un ile tamamlayarak süte ekliyoruz. Yumurta sarısını da ekleyip bir çırpıcı yardımı ile un topağı kalmayana ve yumurta sarısı iyice dağılana dek çırpıyoruz. Zamanınız varsa 1-1 buçuk saat bekletirsek un sütün içinde kendiliğinden karışacaktır. Sonrasında sürekli karıştırarak muhallebinin kaynamasını bekliyoruz. Kaynayınca şekerini ekleyip erimesini sağlıyoruz. Ardından sırasıyla tereyağını, kremayı ve çikolatayı ekleyip eriyene dek karıştırıyoruz. Ilınması için bir kenara alıyoruz.
Güllaçlar için kullanacağımız 1 buçuk litre sütü tencereye alıp üzerine şeker, vanilya, kakao ve kremayı ekleyip güzelce karıştırıp el dayanacak sıcaklığa gelene dek ısıtıyoruz. Kaynatmıyoruz.
Kare borcama önce hazırladığımız sütten 2-3 kepçe koyuyoruz. Ayrı bir kenarlı tepsiye sütten 2-3 kepçe koyup dörde böldüğümüz güllaç yapraklarından ikişer üçer koyup süt ile iyice ıslanmasını biraz yumuşamasını sağlıyoruz. Dörde bölünmüş güllaç yaprağının sivri ucu borcamın köşelerine gelecek şekilde yerleştiriyoruz. Güllaç yapraklarının yuvarlak olan kenar kısımları borcamın ortasına geleceği için daha güzel ıslanmış oluyor böylelikle. Her katın arasına bitter çikolatadan rendenin ince tarafıyla biraz biraz rendeliyoruz. 5 güllaç yaprağını bu şekilde hazırlayınca göz kararı sütün yarısını güllaç yapraklarının üzerine döküyoruz. Ilınan muhallebiyi önce kenarlarına sonra ortasına olacak şekilde döşüyoruz. Bu aşmada mat fıstık eklerim ama bu kez torunum küçük olduğundan boğazına kaçar endişesiyle kullanmadım.Üzerini düzleyip kalan 5 güllaç yaprağını da aynı şekilde sıcağa yakın sütle bol bol ıslatarak borcama yerleştiriyoruz. Süt soğursa arada kısa bir süre ısıtıp işleme öyle devam etmeliyiz. Güllaç yapraklarının arasına yine çikolata rendeliyoruz. Tüm güllaç yapraklarını borcama yerleştirince kalan sütü kepçe kepçe üzerine gezdiriyoruz. Taşacak gibi olursa bir süre sütü emmesini bekleyip peyderpey ekliyoruz. Üzerini örtüp buzdolabına kaldırıyoruz. En az 4-5 saat beklettikten sonra kare dilimleyerek servis ediyoruz.
Servis sırasında tabağa bir dilim güllacı alıyoruz. Üzerine 1 tatlı kaşığı kakaolu fındık kreması koyup üzerine meyve dilimleri ve toz yeşil fıstık ile süslüyoruz.
Önce bademleri kaynatıyoruz. Bir tanesini alıp kabuğundan ayrılıyor mu diye kontrol ediyoruz. Ayrılıyorsa ocağı kapatıp süzüyoruz. Soğuk sudan geçirip kabuklarından ayırıyoruz. Ardından yağ eklemeden sürekli karıştırarak kavuruyoruz.
Tavukları kesme tahtasına koyup verevine dilimliyoruz. Böylece etin liflerini bölüp yerken ağzımıza uzun uzun liflerin gelmesini önlemiş oluyoruz. Verevine kestiğimiz dilimleri enine ve boyuna da kesip lokmalar haline getirip bir tabağa alıyoruz.
Soğanı yarım ay şeklinde dilimliyoruz. Biberleri jülyen doğrayıp hazırlıyoruz. Biberleri aynı tabağa koysak da birbirine karıştırmıyoruz. Pişme süreleri farklı olduğu için yemeğe önce kapya biberleri 2-3 dakika sonra yeşil biberleri ekliyoruz. Domatesleri yemeklik doğrayıp yemeğin yapımına başlıyoruz.
Yemeğimizi tava veya geniş tabanı olan pilav tenceresinde yapıyoruz. Sıvıyağı koyup kızmasını bekliyoruz. Kekik haricindeki baharatları ekleyip kokuları çıkana dek şöyle bir ısıtıyoruz. Kekiği en son ekleyeceğiz. Tavukları ekleyip renk alana kadar kavuruyoruz. Soğanı ekleyip karıştırıyoruz. Kapağını kapatıyoruz. 3-4 dakika aralıklarla kapya biberi, yeşil biberi ekleyip kavurmaya devam ediyoruz. Onlar da kavrulunca tüm malzemeyi tencerenin dibinde kenarlara çekiyoruz. Ortada kalan boşluğa tereyağını ve salçayı ekleyip ezerek karıştırıp çiğ kokusunun çıkmasını sağlıyoruz. Artık tüm malzemeyi karıştırıp domatesi, bademi ve tuzu ekleyip şöyle bir karıştırıyoruz. Yine kapağı kapatıp domateslere pişene dek kavuruyoruz. Ocaktan almadan önce kekiği avuçlarımızın arasında ovarak yemeğe ekliyoruz. Ocağı kapatıp yaklaşık 10 dakika bekleyip yemeğimizi sıcak sıcak servis ediyoruz.
Büyük bir tencereye sıvıyağı ve mısırları ekleyip yağ kızıncaya kadar karıştırarak mısırları patlamaya hazır hale getiriyoruz. İlk pıtlama olunca tencerenin kapağını kapatıp ara ara tencereyi daire şeklinde sallayarak son patlama sesine dek ocakta tutuyoruz. Ses kesilince ocaktan alıp ıslak bir bezin üzerine koyuyoruz ki tencerenin dibindekiler yanmasın. 1-2 dakika sonra büyük bir kâseye alıp soğumaya bırakıyoruz.
Yayvan orta boy bir tavaya şekeri alıyoruz. Üzerine 3 yemek kaşığı içme suyunu döküyoruz biraz bekliyoruz. Su tüm şekeri ıslattıysa tamamdır yok ıslanmadıysa 1 yemek kaşığı daha içme suyu ekliyoruz. Artık ocağa alabiliriz. Orta ateşte kaynatıyoruz, köpük köpük oluyor. Ocağı orta kısık ayara getirip karıştıra karıştıra şekerin karamel rengini almasını bekliyoruz. Çok koyu renk olmasın şeker yanıyor ve acı bir tat oluyor.
Şeker tatlı bir karamel rengi olunca ocağı en kısığa alıp içine tereyağını ekliyoruz. Karıştırarak yağı şekere yediriyoruz. Ardından tavayı ıslak bezin üzerine alıp tavanın harının azalmasını sağlıyoruz. Kremanın yaklaşık üçte biri kadarını koyup karıştırıyoruz. Tekrar ocağa alıyoruz karışım bütünleşince kalan kremayı da ekleyip güzelce karıştırıyoruz. İşte karamelimiz de hazır.
Artık soğuması için kenara alıyoruz. İlk anda sıvıymış gibi gelse de soğudukça koyu bir kıvam alacaktır.
Mısırlar da karamel de soğuduktan sonra büyük çukur bir cam kâseye biraz mısır biraz karamel sos koyup büyük servis kaşığıyla karıştırıyoruz. Yine biraz mısır biraz karamel koyup karıştırarak karamelli mısırımızı hazır hale getiriyoruz.
Ben gece yaptığımdan sabırsızlık edip karamel ılıkken karıştırdım. Epeyce uykum gelmişti bekleyemedim. Mısırlar hafif yumuşadı. Yine de ailedekiler bayıla bayıla yedi. Hatta eşim bundan bi daha yapar mıyız diye sordu. Kaldı ki yeni ve değişik tatlara pek açık biri değildir. Yapıp yediren ayrıca yiyen herkese
Pancarları iyice yıkıyoruz. Hatta fırça veya pamuklu bir bezle ovuşturarak yıkıyoruz ki hiç toprak kalmasın çünkü haşlama suyunun bir kısmını kullanacağız.
Güzelce yıkayıp hazırladığımız pancarların üzerini 2-3 parmak geçecek kadar soğuk su koyup ocağa alıyoruz. Bıçak rahat batıp rahatça çıkacak şekle gelene dek pişiriyoruz. Ocağı kapatıp soğumaya bırakıyoruz.
Cam bir kâseye 1 çay bardağı ince bulguru alıyoruz. Üzerine yarım çay kaşığı tuz ekleyip karıştırıyoruz. Kaynaması bitip durulmuş ama hala sıcak olan pancarın kaynama suyundan 1 çay bardağı alıp bulgurun üzerine ekleyip karıştırıyoruz. Üzerine bir tabak kapatıp kenara alıyoruz.
Pancarlar el dayanacak ısıya gelince süzüp kabuklarını soyuyoruz.
Bu arada yemeklik doğranmış kuru soğanı, zeytinyağı ve sıvıyağ karışımıyla orta kısık ateşte kavurmaya bırakıyoruz. Eş zamanlı olarak pancarları rendenin iri tarafıyla rendeliyoruz. Arzu ederseniz ince tarafıyla da olur. Soğanlar şeffaflaşınca rendelemiş olduğumuz pancarları ekleyip kavurmaya devam ediyoruz. Biz pancarları rendelerken soğanlar olmuşsa pancarların hazırladığımız kadarını ekleyip yanmasını önlüyoruz. Pancarları ara ara karıştırarak birkaç dakika kavuruyoruz. Pancar suyuyla kabarttığımız bulguru, tuzu ve karabiberi tencereye alıp güzelce harmanlıyoruz. Ilınıncaya dek bekletiyoruz.
Bu arada sarımsakları büyükçe derin bir kâsede yoğurda da yetecek kadar tuzla eziyoruz. Üzerine kese yoğurdunu alıp ev yoğurdunun sulu kısımlarından koyup krema kıvamına gelene dek çırpıyoruz.
Ilınan bulgurlu pancarı yoğurdumuza ekleyip bütünleşene kadar güzelce karıştırıp yayvan bir servis kabına alıyoruz.
Servis zamanı gelince tereyağını eritip doğranmış cevizleri 1-2 dakika kavuruyoruz böylece gevrekleşmiş oluyor lezzeti katlanıyor. Ardından ateşi kapatıp pul biber veya kırmızı toz biberi ekliyoruz. Biber rengini yağa bırakana dek tekrar ocağı açıp biberi biraz ısıtıyoruz. Ardından ocaktan alıp üzerinde çukurlar oluşturduğumuz salatanın üzerine gezdiriyoruz.
Ben lavaşlarımı fırından alıyorum. Markettekiler kapalı poşetlerde uzun süreli raf ömrü olduğu için kullanmıyorum. Siz tercihinize göre seçim yaparsınız. Fırından alındığı zaman kenarları biraz daha kalın oluyor ve pişince yemesi biraz güç oluyor. Bu sebeple ben kenarlardan yaklaşık birer parmak kadar olan kısmı çepeçevre kesip kenara ayırıyorum. O kısımları da yemekle birlikte tüketiyoruz ziyan olmuyor.
Orta kısımları önce ikişer parmak genişliğinde şeritler halinde kesiyoruz. 2-3 şeridi üst üste koyup üçgen şeklinde kesiyoruz. Sivri köşeler çok olunca daha kıtır oluyor. Yine siz isterseniz kare ya da dikdörtgen kesebilirsiniz.
Fırın tepsisine pişirme kağıdını seriyoruz. Mümkünse doğal renkli pişirme kağıdı kullanın. Beyaz olan pişirme kağıtları klor tarzı maddelerle beyazlaştırılıyormuş. Elbette yiyecekle temas ettiğinde vücudumuza almış oluyoruz. Kâğıdın üzerine kestiğimiz lavaşları mümkün olduğunca üst üste gelmeden seriyoruz. Üzerine zeytinyağını gezdirip listedeki istediğiniz baharatları zevkinize göre ekleyin. Sadece kimyona dikkat edin baskın bir kokuya sahip olduğu için diğer baharatların tadını alamayabilirsiniz. Yağın sayesinde baharatlar, susam ve çörek otu lavaşlara kolayca yapışacaktır. Yine de elimizle harmanlamakta fayda var. Elim yağlanmasın derseniz şeffaf eldivenlerden kullanabilirsiniz. Hem ucuz hem büyükçe olduğundan takıp çıkarması kolay oluyor.
Artık hazırladığımız lavaşları 180 derece fırına atıyoruz. Ara ara kaşıkla karıştırıyoruz ki hepsi eşit derecede kızarıp çıtır çıtır olsun. İstediğimiz gibi pişince fırından alıp hemen bir kaba aktarıyoruz. Böylece tepsinin sıcaklığı ile pişmeye devam edip bazıları yanmıyor. Soğuyunca daha çıtır cipslerimiz hazır oluyor.
Patatesleri kabuğuyla ve üzerini 1-2 parmak geçecek kadar soğuk suya koyarak kaynatıyoruz. 30-40 dakika sonra patateslere bıçak batırıp kontrol ediyoruz. Bıçak patatese rahatlıkla girip çıkabiliyorsa olmuş demektir. Hafif bir sertlik hissederseniz biraz daha kaynatmaya devam etmek gerekir. Gerekirse kaynamış su ilavesi yapılır.
Zaman varsa patatesler suyun içinde ılınmaya bırakılır. Zaman yoksa kaynar su süzülüp tencerenin ağzı açık bırakılarak ılınması beklenir. Elimizin dayanabileceği en sıcak hale gelince işleme başlıyoruz.
Sonrasında patatesleri soyup 3-4 parçaya bölerek büyükçe bir cam kaba alıyoruz. Hepsini hazırlayınca patates ezeceği ile püre haline getiriyoruz. İçinde hiç pütür kalmasın. Tuzunu ve tereyağını ekleyerek ezmeye devam ediyoruz. Ardından
kremanın az bir kısmını ekleyip karıştırıyoruz ki patates soğumasın . Hala sıcakken rendelenmiş kaşar peynirini ekleyip güzelce karıştırıyoruz. Sonrasında kalan kremayı ekleyip birbirine iyice bütünleşene dek karıştırıyoruz ya da kremayı ocakta ısıtarak patatese ekleyebiliriz böylece patates soğumaz kaşarı rahatlıkla ekleriz. Muskatı minik sarımsak rendesiyle 5-6 kere rendeye sürtmek yeterli olur. Aroması yüksek bir baharat. Beyaz biberi yoksa karabiberi ekleyip iyice karıştırıp püreyi tamamlıyoruz. Baharatları başta eklemiyorum zaman kaybı olup püre soğumasın diye. Siz nasıl isterseniz öyle yaparsınız. Püreyi mümkün olduğunca servise yakın hazırlayıp ılık ılık servis ediyoruz.
Birkaç saat hatta ben geceden kuru üzümleri suya koydum.
Narı da geceden ayıkladım.
Maydanozu ince ince kıydım.
Tavuklar içine sevdiğiniz aromatikler eklenerek haşlanır, el dayanacak sıcaklığa gelince ufak ufak didiklenir. Tavuk haşlarken aromatik olarak defne yaprağı, adaçayı yaprağı, soğan, sarımsak, biberiye, havuç bunlardan istediğiniz çeşitleri kullanabilirsiniz. Pilavda ve lavaş cipsinde yeterince baharat kullandığım için tavuğu bu kez sade olarak haşladım. Didiklediğim tavukları 1 tepeleme tatlı kaşığı tereyağı ve 1 yemek kaşığı sıvıyağ ile soteledim indirmeden hemen önce kajun baharatı, karabiber ve kırmızı toz biber ekleyip şöyle bir karıştırdıktan sonra ocaktan aldım.
Tavuğun suyunu süzgüden geçirip kenara aldım.
Lavaşları yakınımızda ekmek çeşitleri yapan bir fırından aldım. Günlük olarak üretildiği için tercih sebebim oluyor. Marketteki poşetli satılanların raf ömrü uzun olduğu için katkı maddesi korkusuyla böyle yaptım tercih sizin. Fırından aldıklarımızın kenarları biraz kalın olduğundan bu kısımları çıkarıp cips için kullanmadım öylece tükettik. Biz yine yemeğimize dönelim. Lavaşları önce iki parmak kalınlığında şeritlere böldüm. Ardından üçgen halinde dilimledim. Fırın tepsisine pişirme kâğıdı serip dilimlediğim lavaşları serdim. Üzerine zeytinyağı, tuz, karabiber, zerdeçal, karabiber, kırmızı toz biber, pul biber, kuru nane, kekik ekleyip güzelce harmanladım. 180 derece fırında ara ara karıştırarak çıtır çıtır olana kadar pişirdim. Soğuduktan sonra kapaklı bir kaba alırsanız günlerce çıtırlığını koruyor.
Buzluktaki haşlanmış nohuttan 1 çay bardağı kadar ayırıp hafif buzu çözüldükten sonra azıcık tereyağıyla kısa bir süre kavurup az bir toz biber ekleyip baharatlandırdım.
Safranı 1 su bardağı ılık sıcak arası suya koyup bekletiyoruz. Kuş üzümünü de ılık suda şişmeye bırakıyoruz.Bir yandan da pirinci yıkayıp sıcak suda bir süre beklettip süzdükten sonra 3-4 yemek kaşığı sıvıyağ ile şeffaflaşıncaya kadar kavurup üzerine safranlı suyu, 1 bardak safranlı suyu ve 1 bardak içme suyu koydum. Bizimkiler tavuk suyunu çok koyunca sevmedikleri için böyle yaptım. Sizler seviyorsanız tavuk suyunu 2 su bardağı ekleyip içme suyu kullanmazsınız. Pilavın suyunu ayarlayınca kuş üzümünü süzerek pilava ekledim. Küçük bir kâsede sakızı şekerle döverek pilava ekledim. Sevmiyorsanız sakız eklemeseniz de olur. Kızım sevdiği için kullandım. Tuzunu da ekleyip pişmesi için kısık ateşe alıp tencerenin kapağını kapatıp pilavı ağır ağır pişirdim.
Kuru üzümler suda şiştikten sonra çok az tereyağı ile şöyle kısa bir süre kavuruyoruz ki üzerine su tadı kalmasın.
Üzümleri alıp aynı tavayı kağıt havlu ile silip çerezleri kavurdum.
Çiğ bademleri su ekleyerek haşlayıp ılındıktan sonra kabuklarını soymak gerekiyor. Ben bu işlemi önceden yapıp buzluğa atmıştım. Bir kısmını çıkarıp buzu hafif çözülene kadar bekletip kullandım. 1 tepeleme tereyağı ve 1 yemek kaşığı sıvıyağ ile bademleri kavurdum. Bademleri yağdan süzerek aldım. Aynı yağ ile dolmalık fıstıkları kavurdum. Ocağı söndürdükten sonra bademleri tekrar fıstıkların içine ekleyip hemen soyusun diye ıslak bezin üzerine koydum. Tavadaki ısı devam ederse çerezler yanabilir.
Yoğurt sosu hazırlamak için kese yoğurdunu aldığım kaba ev yoğurdunun sulu kısımlarından ekleyip kese yoğurdunu incelttim. Krema kıvamına gelmeli. İçine ezilmiş sarımsağı, tahini, limon suyunu ve tuzu ekleyip güzelce çırptım.
Son olarak 2 yemek kaşığı tereyağını tavada yakıp çok az kırmızı toz biber ekleyip kızdırıyoruz. Evde acı olan toz biber olduğu için her bir malzemeye de eklediğimden yağa fazla koyup yemeğimizin iyice acı olmasını istemedim. Biraz daha renkli olsa daha iyi olurdu elbet.
Artık sunuma geçebiliriz. Servis tabağının altına yeterince lavaş cipslerinden koydum. Sırasıyla demini almış pilavdan, tavuktan, nohuttan, çerezden, kuru üzümden, maydanoz, nar, kırıklanmış cips ekledim. Sonrasında hazırladığım yoğurt sos ve kızdırılmış yağ döktüm. Aslında kırıklanmış cipsleri sadece yoğurt sosun üzerine süsleme olarak ekleyecektim ama sıralamayı karıştırmışım ara kata da koymuşum. Daha hoş bir görüntü için en üste azıcık maydanoz da eklenebilirdi.
Eveeeeeeeet işlem tamam. Biraz oyalayıcı gibi görünse de cipsi 2-3 gün önceden yaparsanız. Tavuğu bir gün önceden yaparsanız hatta önce hazırlanıp buzlukta olsa da olur. Sarımsağı eklemeden yoğurt sosu da bir gece önceden yaparsanız. Servis edeceğiniz gün pilavı yapıp. Aynı tavada ardı ardına kavurma işlemlerini tamamladığınızda oldu bitti. Gözünüzde büyütmeyin.
Tavanın dibinde 1 parmak yüksekliğinde olacak kadar sıvıyağ
Yapılışı
Pirinci küçük bir tencereye alıp üzerine 1 buçuk çay bardağı su ekliyoruz. Yapışmasın diye arzu ederseniz azıcık yağ ekleyebilirsiniz. Pilav gibi pişirip soğuması için kenara alıyoruz.
Kıymanın yarısına yakın kısmını sıvıyağ ve tereyağı karışımı ile kavuruyoruz. Kıymanın rengi dönünce yemeklik doğranmış soğanı ekliyoruz. Soğanlar şeffaflaşıncaya dek kavurup tuz ve baharatları ekleyip güzelce karıştırıp ocaktan alıyoruz. Soğuması için bir kenara ayırıyoruz.
Bu arada maydanozu doğrayıp çiğ olan kıymanın üzerine ekliyoruz. Soğuyunca kavurduğumuz kıymalı harcı ve pilavı yoğurma kabına alıyoruz. Baharatları, tuzu ve yumurtanın birini ekleyip güzelce yoğuruyoruz. Üzerini örtüp yarım saat kadar buzdolabına kaldırıyoruz. Kendini toparlamış oluyor bu arada. Dolaptan çıkarıp 10-12 santim uzunluğunda oval şekil verip düz bir tabağa sıralıyoruz. Üzerini örtüp tekrar buzdolabına kaldırıyoruz. Hemen pişireceksek yarım saat bekletiyoruz. Zamanımız varsa 4-5 saat kadar buzdolabında bekletebiliriz.
Yayvan iki tabağın birine galeta ununu koyuyoruz. Diğerine yumurtaları ekleyip çırpıyoruz.
Kızartma yapmak için tavaya en az bir parmak yükseklikte olacak kadar sıvıyağ ekliyoruz. Yağ kızıncaya kadar köftelerimizi hazırlıyoruz. Önce galeta ununa ardından yumurtaya bulayıp kızgın yağa atıyoruz. Ocağımız orta kısık ateşte olmalı çok harlı olursa içi pişmez. Kısık olursa da içine çok yağ çeker.
Kızarttığımız köfterleri altına bir tabak yerleştirdiğimiz süzgüye alıp fazla yağın süzülmesini sağlıyoruz.
Bütün köfteler kızardıktan sonra sıcak ya da soğuk zevke göre servis ediyoruz. Benim tercihim her zaman sıcak sıcak ve yanında püreyle tüketmek olur.
Bu tarifi Refika Birgül’ün programında önerdiği zaman mutlaka yapmalıyım diye düşünmüştüm. İlk yaptığımda evdekiler pek ısınamadı ama ben bayıldım. Sonra sırf kendim için yapıp yine keyifle tükettim. Karpuz, peynir, ekmek mantığı işte
Malzemeler
1,5 Su Bardağı İnce Bulgur
2 Su Bardağı Karpuz Suyu
5-6 Dal Taze Nane
1 Limon Kabuğu Rendesi
100 gr Kadar Küp Kesilmiş Peynir
2-3 Dilim Küp Kesilmiş Karpuz
Arzu edilirse Bal
Üzerini Süslemek İçin
Çiğdem İçi
Çekirdek İçi
File Yeşil Fıstık
Yapılışı
Karpuz dilimlerinin bir kısmını rondodan geçirip süzüyoruz. 2 su bardağı karpuz suyu elde ediyoruz. 1,5 kısırlık bulguru hazırladığımız 2 su bardağı karpuz suyu ile ıslayıp karıştırıyoruz. Kabın kapağını kapatarak buzdolabına kaldırıyoruz. 2-3 saat kadar buzdolabında bekletiyoruz. Amacımız bulgurun karpuz suyunu çekip yumuşamasını sağlamak.
Sonrasında bulgurun tadına bakarak damak tadına göre bal ekleyip karıştırarak tadı ayarlıyoruz. Ben ilk yaptığımda bal kullanmadım. Sonraki yaptığımda karpuzun tadı az gelmişti elimde de hazır limon, taze zencefil ve bal karışımı vardı bu karışımdan 3-4 yemek kaşığı kadar ekledim. Karpuzun tatlılığına ve damak zevkinize göre her yaptığınızda değişiklik gösterecektir.
Karpuz suyuyla şişen bulgurun üzerine limon kabuğu rendesini, doğranmış taze naneyi, minik küpler halinde doğranmış sevdiğimiz bir peyniri (ben küp kesilmiş süzme peynir tercih ettim) ve yine minik küpler halinde kesilmiş karpuzları ekleyip karıştırarak servis ediyoruz.
İkinci yaptığımda servis ederken üzerine çiğdem içi, çekirdek içi ve file yeşil fıstık ekledim. Sizler nasıl severseniz öyle servis edersiniz.
