Süt ve şeker kaynama noktasına gelmeden ısıtılır. İçine gülsuyu eklenip karıştırılır. Şeker miktarını damak tadınıza göre arttırıp azaltabilirsiniz.
Güllaç yaprağı dörde kırılır. Bölünmüş güllaç yapraklarınıalacak büyüklükteki bir tepsiye sıcak sütten bir kepçe konur. Güllaç yaprağının yarısı tepsideki süte batırılıp yumuşaması sağlanır.
Servis tepsisine güllaç yapraklarının dış kenarları ortaya gelecek şekilde konur. Sonraki güllaç yaprakları da böylece hazırlanıp servis tepsisine alınır. Yaprakların yarısını tepsiye döşeyince soğuyan muhallebi dökülüp üzeri düzlenir.
Kalan güllaç yaprakları da aynı şekilde muhallebinin üzerine döşenir.
Tatlımız soğuyunca, zerini streç film ile örtüp buzdolabında dinlenmeye bırakıyoruz.
Servis zamanı üzeri vişne reçeli taneleri ve yeşil fıstık ile süslenir.
Bu böreği 5 kat yufkayı aralarına sos sürerek hazırladıktan sonra kenarlarına iç malzemesini koyup sigara böreği gibi sararak hazırlıyoruz. Tam yufkayla yapınca 24 parçaya bölüyoruz. Ben bu kez az yapmak istediğim için 5 kat yarım yufkayla yaptım. Kalan yarım yufkayı da dörde bölerek yapıp üçe böldüm. 4 ya da 5 kat çok da farlı bir lezzet olmadı. Toplamda 15 adet böreğimiz oldu. Yarım yufkadan hazırladığım 3 böreği tadına bakmak için üzerlerine azıcık zeytinyağı sürerek fırınladım. Doku testini bu böreklerle yaptım. Kalanları pişirme kâğıdı serili tepsiye dizerek dondurdum. Donunca buzdolabı poşetine aldım. Servis yapacağımız gün dondurucudan çıkardığımız börekleri ister su ve zeytinyağı karışımına batırıp çıkarırız ister su dolu bir kaba batırıp çıkarıp üzerine arzuya göre yumurta sarısı, zeytinyağı ya da eritilmiş tereyağı sürerek tepsiye diziyoruz. Son olarak üzerlerine susam ve çörekotu serperek 180 derece fırında üzerleri kızarana dek pişiriyoruz.
Gelelim tarife önce pilavımızı pişirip soğumaya bırakıyoruz.
Sos malzemelerini bir kâsede çırpıp kenara alıyoruz.
İç malzemelerini derin bir kâsede karıştırıyoruz. Lora krema koydum ama bu şart değil koymasanız da olur. Loru çatalla eziyoruz diğer malzemeleri de ekleyip güzelce karıştırıyoruz.
Yufkaların arasına sos malzemesinden bol bol sürüp 5 kat yufkayı üst üste koyup tam yufkaysa 24 parçaya kesiyoruz. Ben yarımşar yufkadan yaptığım için 12 parçaya böldüm.
Yufkaların kenarlarına birer kaşık iç malzememizden koyup sigara böreği gibi sarıyoruz.
Dediğim gibi hemen pişireceksek üzerine zeytinyağı ya da eritilmiş tereyağı sürerek pişirebiliriz.
Daha sonra pişirmek istersek dondurabiliriz.
Böreklerimiz piştikten sonra çıtırlığını birkaç saat boyunca koruyor.
Dondurursak buzluktan çıkarınca suya batırıp tepsiye dizip üzerine yağ ya da yumurta sarısı sürüp pişirebiliriz.
Tüm malzeme derin bir kaba alınır, Unun birazını ayırıp yoğurmaya başlıyoruz. Gerektikçe un ekliyoruz. Hamurumuzun üzerini örtüp buzdolabında dinlenmeye bırakıyoruz.
Hamuru 2-3 milim kalınlığında açıyoruz. İstediğimiz bir kalıpla şekiller kesip pişirme kâğıdı serili tepsiye diziyoruz.
150-160 drece ısıtılmış fırında 10-15 dakika arası pişiriyoruz. Soğumasını bekliyoruz. Soğuduktan sonra bu haliyle kapaklı bir kapta 15-20 gün saklayabilirsiniz.
Ben hamurun bir kısmını kullandım kalanını buzluğa kaldırdım. 75-80 gramlık paketlerdeki çikolatalardan 1 paket kullanarak 15 adet kurabiyeyi hazırladım. Sizler de gerekli sayıda kurabiye için çikolata miktarını arttırabilirsiniz.
Servisten bir gün önce çikolata ve çerezleri üzerine ekleyebilirsiniz. Bunun için önce çerezleri kavuruyoruz. Dikkat edilmesi gerekenler şunlar,
*yağsız olarak tavada,
*sürekli karıştırarak,
*orta kısık ateşte,
*çerezler çok renk almadan kavuruyoruz ve soğumaya bırakıyoruz.
Çikolatamızı 1 çay kaşığı tereyağıyla birlikte benmari usulü eritiyoruz. Tatlı kaşığı ile eriyen çikolatayı kurabiyemize koyup yayıyoruz. Üzerine önceden kavurup soğuttuğumuz çerezleri istediğimiz şekilde yerleştirip soğumaya bırakıyoruz. Ben çerezlerin yanına küçük bir parça kurutulmuş mandalina da koydum. Elimde olsaydı gojiberry de kullanırdım.
Mısırı ister buzu çözülene kadar haşlayın ister azıcık tereyağı ile tavada soteleyin. Konserve kullanacaksanız da suyunu süzün. Makarnalar haşlanıp süzülünce içine mısırları ekleyip karıştıralım ki makarnalar birbirine yapışmasın.
Haşlanan tavukları didikleyip makarnalara ilave edin.Tuzunu karabiberini ekleyip karıştıralım. Hazırladığımız bu malzemeler tamamen soğuyana kadar ağzı kapalı şekilde bekleyelim.
Marulumuzun büyüklüğüne göre yarımını ya da bütününü kullanıyoruz. Marulu dörde bölünmüş şekilde ince ince doğruyoruz ki çatala gelen bi uzunlukta olsun.
Derin bir kapta sarımsakları dövüp üzerine kese yoğurdu ve labne peynirini ekliyoruz. Güzelce çırpıyoruz. Kese yoğurdunun kıvamını açmak için 2-3 kaşık su ekleyebiliriz.
Hazırladığımız yoğurt sosuna ince ince doğradığımız marulları ve makarnalı karışımı ekleyip karıştırıyoruz. Arzu ederseniz dereotu veya taze nane de ekleyebilirsiniz.
Üzerini süslemek için haşlanmış nohutları tereyağıyla soteleyip sevdiğiniz baharatlarla tatlandırabilirsiniz. Arzu ederseniz ceviz ve patates cipsini kırıklayarak süslemede kullanabilirsiniz.
Nette tesadüfen bu şahane lezzete denk gelip denedim. Artık her yıl yaptığım bu lezzet için serin mavi arkadaşımıza teşekkür ediyorum :))
Malzemeler
3 Demet Taze Zahter-Dağ Kekiği
2 Su Bardağı Zeytinyağı
1 Kaşık Biber Salçası ( Acı olup olmaması size kalmış)
10 Diş Dövülmüş Sarımsak
3 Adet Limonun Suyu
Tuz
Yapılışı
Kekiklerin taze sürgünlerini ayıklayıp yıkıyoruz. Süzgüye alıp suları iyice süzülene dek bekletiyoruz.
Tüm malzemeyi alacak genişlikteki bir kapta sosu hazırlıyoruz. Güzelce karıştırıyoruz. Ben kızıma acı dokunduğu için tatlı biber salçası kullandım ama biraz pul biber koyarak minik bir acılık olsun istedim.
İyice suları süzülmüş zahterlerimizi sosun içine alıp iyice karıştırıyoruz.
Baklaların iki baş kısmını kesip yıkıyoruz. Süzgüye bırakıp suyunun iyice süzülmesini sağlıyoruz. Patatesleri de kızartmalık hazırlıyoruz. Sebzelerde su kalmamasına özen gösterelim yoksa kızartırken çok yağsıçrar.
Kızartmayı zeytinyağıyla kızartınca çok lezzetli oluyor ama camları açmayı ihmal etmeyin çok duman oluyor.
Önce patatesleri sonra baklaları biber kızartır gibi kızartıyoruz. Servis tabağına alıyoruz.
Sarımsaklı yoğurdumuzu hazırlayıp kızartmamızın üzerine gezdirip servis ediyoruz.
1 Su Bardağı Ceviz veya Toz-Pirinç Yeşil Fıstık Karışımı
Şerbet Malzemeleri
3 Su Bardağı Şeker
2,5 Su Bardağı Su
1 Yemek Kaşığı Limon Suyu
Tepsiyi Yağlamak İçin
50 gr Eritilmiş Tereyağı
1 Yemek Kaşığı Pekmez veya 2 Yemek Kaşığı Şerbet
Yapılışı
200 gr tereyağını eritiyoruz. Kadayıfları avuç içi kadar parçalara ayırıyoruz. Eğer kadayıfımız kuruysa (market kadayıfıysa) 1 kahve fincanı yeterli değilse 1 çay bardağı süt ile nemlendirmemiz gerekir. Yalnız sütü birden dökmüyoruz avucumuza alıp serpiştirerek azar azar ekliyoruz. Kadayıflar taze ise bu işleme gerek yok. Tereyağının 3/4 kadarını kadayıfların üzerine döküp güzelce harmanlıyoruz.
Erittiğimiz tereyağının 1/4 kısmına 1 yemek kaşığı pekmez veya 2 yemek kaşığı tatlı için hazırladığımız şerbetten koyup çırpıyoruz. Tepsinin dibine yayıyoruz. Cevizli yapıyorsak yarım cevizlerden fıstıklı yapıyorsak tuzsuz yeşil fıstıklardan tepsiye sıralıyoruz. Şerbet kullanmak istiyorsak şerbeti önceden hazırlamamız gerekiyor.
Yağladığımız kadayıfların yarısını yağladığımız tepsiye parça parça döşüyoruz. Daha küçük bir tepsiyle kadayıflara baskı uyguluyoruz. İri doğranmış ceviz veya pirinç yeşil fıstıkları kadayıfların üzerine serpiyoruz. Kalan kadayıfları da parça parça çerezlerin üzerine döşüyoruz. Yine baskı uyguluyoruz. Zaman varsa baskı için kullandığımız tepsinin üzerine su dolu bir tencere bırakıp kadayıfların 2-3 saat iyice basılmasını sağlayıp adının hakkını veriyoruz.
180 derece fırında 40-45 dakika civarında pişiriyoruz. Başka bir tepsinin altını üste çevirerek fırından aldığımız kadayıfı ters çevirerek alıyoruz. Güzelce kızarmışsa kaydırarak tepsiye geri yerleştiriyoruz. Kızarmamışsa aynı yüzünü tepsiye geri koyarak bir süre daha nar gibi kızarmasını bekliyoruz. Ters yüz ettiğimiz kadayıfın üzerine pişirme kâğıdı yerleştirerek kısa bir süre daha pişiriyoruz. Güzelce pişirdiğimiz kadayıfı fırından alıp üzerine ılık şerbetin çoğunu kepçeyle tatlımızın üzerine döküyoruz. Şerbetin 1 bardak kadarını kenara alıyoruz. Tatlı ilk döktüğümüz şerbeti çekince keserek porsiyonluyoruz. Kenara aldığımız şerbeti de tatlımızın üzerine gezdiriyoruz. Bir gece dinlendirip servis ediyoruz.
Tereyağı ve fıstıklar tencereye alınır. Tereyağı eriyince 1 dakika kadar kavrulur. İrmik tencereye eklenip kavurmaya başlanır. Başta irmikle fıstıkları renk olarak ayırt etmek zordur ama kavurdukça fıstıklar irmikten ayırt edilmeye başlar. Fıstıkları ayırt edebiliyorsak kavurma işlemi tatmamdır.
Tencereye şekeri ve suyu hızlı bir şekilde ekleyip karıştırıyoruz. Suyu ben soğuk ekliyorum az miktarda yapınce irmiğin kızgınlığı ile çok çabuk kaynıyor. Çok miktarda yapılacaksa kaynar su eklemekte fayda var.
Suyu ekleyince çorba gibi bir görüntü oluyor merak etmeyin irmiğimiz suyun hepsini çekecektir. Suyunu çektikçe helvamız sıçrama yapabilir tencerenin kapağını kapatın, aman elinizi yakmayın.
Suyunu tamamen çekince helvayı son kez karıştırıp altını ocağı kapatın. Eskiler demlenme esnasında helvanın üzerine azıcık şeker serpmenin helvayı parlak yapacağını söylerlerdi. Arzu ederseniz şekerin yarım çay bardağı kadarını ayırıp helva piştikten sonra üzerine serpip demlenmeye bırakabilirsiniz. Ben aklıma gelirse yapıyorum arada.
Birkaç dakika demlendirdiğiniz helvayı üzerine tarçın serperek sıcak sıcak servis edebilirsiniz.
Otumuzun toprağa değen kısmı incecik kesip atılır. Sonra geniş olan kısmını derin bir kaba doğranır. Bundan sonrası otun körpe olup olmadığına göre ayıklama şekli değişir. Otların ince sap kısımları yaklaşık dört parmak uzunluğundaysa otumuz körpedir yok ince dal kısımları bir karıştan uzunsa bu kısımlar kart olur ve kolay kolay pişmez bu sebeple uzun olan ince dal kısımlarını kesip atıyoruz. Yapraklı kısımları ikişer parmak kalınlığında doğrayıp kabımıza alıyoruz. Toprağı gidene kadar yıkıyoruz.
Pırasaları ayıklayıp yıkıyoruz. İnce halkalar şeklinde doğruyoruz. Tavaya zeytinyağını döküp pırasalarımızı orta kısık ateşte hafifçe kavuruyoruz.
Suyunu süzdüğümüz arapsaçlarını pırasanın üzerine ekleyip ara sıra karıştırarak kavuruyoruz. Oldu ki otunuz kart çıktı pişmiyorsa ara ara azıcık kaynar su ekleyip pişirebilirsiniz.
Arapsaçları pişince tuzunu ve yumurtaları ekleyip şöyle bir karıştırıp tavanın kapağını kapıyoruz. Yumurtalar sevdiğiniz kıvamda pişince ocaktan alıyoruz.
Yemeğimizi sıcakken yanında yoğurt ve sarımsakla servis ediyoruz. Hele taze sarımsak mevsimiyse değmeyin keyfimize.
Öncelikle Çiğ kadayıflarımızı tepsiye yayıp 150 derece fırında kızarmadan kurumasını sağlıyoruz. Kıtır hale gelen kadayıfları avucumuzun arasında sıkarak şehriye büyüklüğüne getiriyoruz. Soğuması için bir kenara bırakıyoruz.
Çikolatamızı küçük parçalara bölüp benmari usulü eritmek için hazırlıyoruz ama ocağı henüz yakmıyoruz. Pudingle eşzamanlı eritmemiz gerekiyor.
Bir portakalın kabuğunu rendenin ince tarafıyla rendeliyoruz bir kenara bırakıyoruz.
Mandalina veya portakal suyunu sıkıyoruz. Karışık da sıkabiliriz. Küçük bir kâseye alıp içine nişastayı ekleyip karıştırıyoruz pudingimizi pişirince son aşamada kullanacağız.
Sütü, irmiğimizi ve portakal kabuğunu tencereye alıp kaynayana dek karıştırıyoruz.
Kaynamaya başladığında şekerimizi ekleyip şöyle bir karıştırdıktan sonra meyve suyunda ısladığımız nişastayı tekrar karıştırıp pudingimize ekliyoruz. Hızlı hızlı karıştırıp bir taşım kaynatıyoruz.
Çikolatamız bu arada erimiş oluyor. Önceden pişirip hazırladığımız kadayıfları çikolatamızın üzerine ekleyip güzelce karıştırıyoruz.
Silikon kalıplarımızı hazırlıyoruz. Pudingimizi kalıpların üzerinde yarım parmak kadar boşluk bırakacak şekilde kalıplara pay ediyoruz.
Pudinglerin üzeri kabuk bağlamadan önce çıtır çikolataları da pay ediyoruz. Oda ısısına gelince buzdolabına kaldırıp birkaç saat bekletiyoruz. Bir buçuk iki gün kadar çıtırlığını koruyor. Daha sonra çıtır çikolata çıtırlığını kaybediyor.
Benim silikon kalıplarım 12 adet olduğundan bu tatlıdan 12 adet hazırladım. İrmikli pudingten 2 komposto kasesi daha çıktı. Çıtır çikolatadan da 2 dondurma kaşığı kadar arttı.
Servis edeceğimiz zaman tatlılarımızı kalıplardan çıkarıp ters çevirerek servis tabağına alıyoruz. Üzerini satsumania kurutulmuş mandalina ve minik şekerlemelerle süsleyerek servis ediyoruz.